Mecliste Sürpriz İttifak
Kdz Ereğli Belediye Meclisi’nin Eylül ayı toplantısı, siyasetin alışılmış dengelerini değiştiren bir tablo ortaya çıkardı. Yerelde iktidar olan CHP ile muhalefetteki AK Parti, bu kez aynı noktada buluştu: İmar planı.
Toplantıya Başkan Vekili olarak Çetin Yiğit başkanlık etti. Gündemin en kritik maddesi; kamulaştırması tamamlanmamış alanların, devam eden revizyon imar planı kapsamında yeniden değerlendirilmesiydi. Ancak bu madde sadece boş arazileri değil; parkları, yeşil alanları ve jeolojik açıdan korunması gereken bölgeleri de kapsıyordu.
Kim “Evet” Dedi, Kim “Hayır”?
Oylamada 13 CHP’li ve 5 AK Partili meclis üyesi “evet” dedi. CHP’den ayrılan 8 bağımsız üye ve İYİ Parti’nin tek temsilcisi ise “ret” oyu kullandı. Sonuç: Madde kabul edildi.
Bu tablo, meydanlarda sert sözler sarf eden iki partinin, iş imara gelince yan yana durabildiğini açıkça gösterdi.
Asıl Soru: Kamu Yararı mı, Çıkar Birliği mi?
Burada asıl sorgulanması gereken nokta şu:
Bu karar gerçekten halkın yararına mı, yoksa farklı çıkarların örtüştüğü bir zeminin sonucu mu?
Çünkü mesele sıradan bir imar düzenlemesi değil. Parklar, yeşil alanlar ve doğal dokunun geleceği söz konusu. Verilen karar, Ereğli’nin sadece bugünü değil, gelecek on yıllarını etkileyecek.
Yarın Ne Olacak?
Bugün “evet” diyenler, yarın halkın karşısına çıktığında şu sorulara cevap vermek zorunda kalacak:
Çocukların oyun alanı olan parklar korunacak mı?
Jeolojik risk taşıyan bölgeler rant uğruna imara mı açılacak?
Alınan karar, şehri geliştirecek mi yoksa betona mı mahkûm edecek?
Beton mu, Yeşil mi?
Ereğli’nin ruhu, sadece binalarda değil; parkında oynayan çocukta, sahilinde nefes alan yaşlıda, yeşiline sahip çıkan halkındadır. Eğer bu ruh kaybolursa geriye yalnızca beton kalır.
Bugün CHP ve AK Parti ortak imza attı. Yarın bu kararın bedelini kim ödeyecek? İşte asıl merak edilen budur.
Sokaktaki Ses
Ereğli’de vatandaşların büyük bölümü, meclisten çıkan bu karara temkinli yaklaşıyor.
“Kente yatırım yapılsın ama parklarımızı, yeşilimizi elimizden almasınlar” diyen de var,
“İmar adı altında doğamız betonlaşmasın” diye kaygı duyan da…
Kısacası halk, siyasetin değil, doğanın ve geleceğin korunmasını istiyor.