Değerli okurlarım,
Son günlerde devletin gündeminde yeniden “köye dönüş” var.
Projeler, vaatler, hibe destekleri, tarım teşvikleri…
Elbette kıymetli adımlar. Takdir ediyoruz.
Ama şimdi gelin, samimi olalım:
Köylü, hibe beklemez.
Köylü, köyüne dönmek için teşvike değil, yaşanabilir koşullara ihtiyaç duyar.
Toprağı Seven, Çocuğuna Umut da İster
Köylü toprağı sever.
Ormanı tanır, hayvanın halinden anlar.
Ama çocuğuna kaliteli eğitim veremediği bir yerde kök salamaz.
Sobanın başında üşüyen çocuğunun gözlerine bakarken, toprağın kokusu da yetmez insana...
Ben bunu şahsen yaşıyorum.
İlkbaharda okullar kapanır, soluğu köyde alırım.
Toprak, doğa, huzur… Hepsi orada.
Ama okullar açıldığında, hava soğuduğunda, kömür-odun cep yakarken…
Yollar yeniden şehre düşer. Mecburen.
Köye Dönüş Sadece Romantik Bir Hayal mi?
Hayır!
Ama köye dönüş, sadece toprakla barışmak değildir.
Bir babanın, bir annenin; çocuğuna duyduğu sorumluluğun karşılanmasıdır.
Düşünün…
Bir baba çocuğunu taşımalı sistemle kışın kilometrelerce uzaktaki bir okula göndermek istemez.
Şehirdeki imkanları görünce, çocuğuna o hayatı sunmak ister. Bu bir tercihten çok zorunluluktur.
Çözüm Ne? Başlangıç Çok Basit: Okul ve Doğalgaz
Eğer samimi bir köye dönüş istiyorsak, ilk adım çok net:
Köy okullarını yeniden açın.
Ama sadece kapıları değil, umutları da açın o sınıflarda.
Şehirdekiyle yarışabilecek nitelikte bir eğitim verin köy çocuklarına.
Köylere doğalgaz getirin.
Sobayla savaşmak zorunda kalmasın hiçbir aile.
Yakacak derdi, odun-kömür zahmeti bitsin.
İmar planlarını tamamlayın.
Doğalgaz gibi temel hizmetler ancak imar düzeni varsa gelebilir.
Özel İdare, birkaç yıl parke, asfalt gibi işlere ara versin.
O bütçeyle köylerin imar planları çıkarılsın, geleceğe yatırım yapılsın.
Şehir yerine köy okullarına yatırım yapın.
Milli Eğitim Bakanlığı, birkaç yıl şehir merkezlerine yeni okul yapmasın.
O bütçeyi köylerde kapatılmış okullara yönlendirsin.
Ve en önemlisi, o okullara en iyi öğretmenleri göndersin.
Çünkü en iyi eğitim, en çok ihtiyaç duyulan yerde verilmelidir.
Burada bir çağrım da kıymetli muhtarlarımıza:
Muhtar Derneği Başkanı, iktidar Milletvekili'nin Ereğli’ye kazandırdığı hizmetleri sahiplenmek ve şov yapmak yerine;
muhtar arkadaşlarıyla el ele versin, bu köylerin imar ve doğalgaz sorunlarına yoğunlaşsın.
İşte o zaman herkes tarafından takdir edilir, iz bırakır.
Satılık Tabelaları Değil, Umut Tohumları Görmek İstiyoruz
Bugün köylüler neden arsalarını satıyor?
Cevap çok basit: Çocuklarının geleceğini şehirde kurabilmek için.
Köylerde neredeyse her ağacın gölgesinde bir "Satılık" tabelası…
Bu sadece bir satış değil, sessiz bir çığlıktır:
"Burada kalamadık. Çünkü çocuğumuza umut veremedik."
Köylü Döner… Ama Önce Şartları Sağlayın!
Emin olun, gerisi kendiliğinden gelir.
Ne hibe gerekir, ne çağrı.
Köylü döner toprağına, ahırına, tarlasına.
Tarım yeniden canlanır, hayvancılık gelişir, üretim başlar.
Çünkü mesele toprağı sevmek değil…
Köylü zaten seviyor.
Mesele; çocuklarıyla birlikte o toprakta onurlu bir yaşam kurabilmek.
Son Söz: Bu Bir Politika Değil, Gönül Meselesidir
Köye dönüş bir politika değil, bir gönül meselesidir.
Ve gönül ancak sıcak bir yuva, güvenli bir gelecek ve kaliteli bir eğitimle ikna olur.
Özetle:
Soba yerine doğalgaz,
Taşımalı sistem yerine köyde okul!
İşte o zaman köylü, valizini değil, umutlarını toplayarak döner köyüne.
Selam ve Dua ile.